14 Ekim 2009 Çarşamba

"HADİ BABA GENE YAP"

Yaşar KURT’un dediği gibi ( hadi baba gene yap )

Üniversite yıllarımızın en güzel şarkısıydı. Kronik penguen’nin hiç ağzından düşürmediği. Bizim sürekli söylediğimiz. O zamanlar hiçbir kaygımız yoktu çok mutluyduk. Şimdi ise bir birey olarak hayatın içinde solmuş bir yaprak her birimiz bir yere savruluyoruz. Her birimizin ailesi arkasında peki ne zaman’a kadar. Eskiden bu kadar kaygımız yoktu. Zaman geçtikçe kaygılarımız artıyor ve korkuyoruz. Ailemize eskisi gibi yakın değiliz sanki dünyaya getirilişimizin sebebi olan insanları suçlar gibi davranıyoruz. Ama hata yapıyoruz onlar bizim saçımızın teline gelecek zarardan bizi sakınanlar. Ailemiz bu dünyadaki görevlerini en iyi şekilde yerine getirerek bizi bu yaşımıza getirdi artık gerisi bize kalmış durumda. Bizim artık ailemize artık sonsuz saygımızı göstermemiz gerekiyor. Hayatlarının sonuna doğru güzellikleri göstermek ve bizi dünyaya getirdikleri için her defasında kendilerini şanslı saymalarını hissettirmeliyiz. Belki son nefeslerini vermeden onları ne kadar sevdiğimizi gösterip, her fırsatta sevgimizi gösterelim. Annemizin bize en sevdiğimiz pastayı yaptığı, babamızın hoppala yaptığı anı hatırlayalım. Hadi baba gene yap!!!

7 Mayıs 2009 Perşembe

AŞKIN SONU

birlikte yaşayabileceğin biriyle değil
onsuz yaşayamayacağın biriyle ol
geldiği zaman boşluk dolduranlardan değil
gittiğinde yeri dolmayanlardan olsun

KAPATTIK KAPILARIMIZI DOSTLARIMIZA

Mesafeler koyduk araya
Bir merhaba demek için,girmeleri gerekti sıraya...
Bize çok ihtiyaçları oldugu an meşguldük,
Not bıraksınlardı, sonra arardık,baska zaman...
Sınavdan en iyi notu aldıklarında, gözlerindeki pırıltıyı göremedik,
Bir küçücük armağan veremedik.
Canlari yandığında, bize koşamadılar nefes nefese,
Ne kadar hasrettiler bir dost sese!
Görüsürüz;ya salı, ya çarsamba günü, diye diye kaçırdık nişanı,düğünü,
Paylaşamadık o en çoşkulu anlarını,seveceğimiz yanlarını.
Hayat denen suyun akışında,birlikte çağlayamadık,
Ölümlerini bile geç duyduk da,vaktinde ağlayamadık...
Bu hikaye hem acı, hem uzun,
Selam vermeden geçiyoruz artık yanından komşumuzun.
Bahanelerle etrafimizi sardık...
Oysa biz, biribirimiz için vardık,
Adına huzur dedik, iş dedik, can cana olmaktan vazgeçtik, ..yalnızlığı seçtik.
Herkes bir yalana kandı,
Ne olursa olsun sebep, aslında KAPILAR hep, kendi üstümüze kapandı!

SEVGİ BÖCÜĞÜ

Memleketimin topraklarından da güzel. Güneşinden daha pırıl pırıl bu güzelliğin karşısında dilim tutuluyor, ellerim titriyor.
Sen güzelliğinin yanı sıra şimdiye kadar görmediğim kalbinin ve ruhunun güzelliğiyle de benim için yeryüzünde teksin.
Sıkıntılı zamanlarımda seni düşündüğümde kalbim ferahlıyor. İçim mutlulukla doluyor.
Seni düşünerek geçirdiğim her zaman kalbimde, ruhumda bir kuş sürekli çırpınıyor. Gündüzlerinde gece olmasını ve böylece seni her zaman yanımda görmek istiyorum.
Her dakika seni düşünüyorum. Sensiz geçen zamanın benim için hiçbir değeri kalmıyor. Rüyalarımda, uyandığımda hayatımın her anında senin olmanı ve seni görmek istiyorum. Şu anda karşımda olsan, gözlerine baksam, rüyalar alemine dalsam.
Her anım senle olsa. Hayatımda tek yerin olan kalbimin içinde olacağına hep yanımda olsan. Rüyalar aleminde cennette bile yanı başımda olsan.
Hayatı geri sarabilsem.
Bu güzel anları tekrar tekrar yaşasak her dakikamı senle geçirsem.
Seni sevdiğimi tüm dünyaya haykırsam.
Her dakikamı severek yaptığım şey olan gözlerine bakarak geçirsem.
Bu hayatımın son durağı olan son nefesimde dahi yanımda olsan.
Gülüm sence çok şey mi istiyorum?

Baki M. USTA
06.01.2007
CUMARTESİ13:30

24 Nisan 2009 Cuma

YİTİK HAYALLER (İZMİR'E SON BAKIŞ)

Bu şehrin yitik yalnızlığında
Sen üzülme gülümyemin ettimsizi unutmayacağım.
Tevafuk ya çıkışta
Giderken herkesi gördüm.
Bu hayat manasız.
Tıpkı gidişim gibi.
Sadece onun olmak istediğim.
Bir grup insandı
Geride kalan.
Buluşma zamanlarında elimde
Bir saat boşluğu bekliyorum.
O boşluk gelmiyor sebepsiz
O boşluğu belki
Sevgimizle dolduracaktık.
Dünyada insanlar
Üzülen insanlar var.
Bunu hissediyorum.
Ama onlarda Yok olup gidiyor
Yitik hayaller gibi.
Baki Mustafa Usta :{)} (14.01.2002 gecesi izmirden dönerken otobüsteyazılmıştır.)

YORGUN HAYAT

Bağ evinde uzanırken
Üzerime bir kelebek kondu
Sanki bu hayattaki rüzgara
Karşı kanat çırpmaktan yorulmuş.
Yorgun gövdesini gövdeme yaslamış
Bir sıcaklık arar gibiydi.
Şu güzel renkler
Bugün yok olacaktı.
Bunu kendi bilmiyordu
Ama yaşanacaklar varken,Öylece duruyordu.
Uç dedim hayatı,Sonuna kadar yaşa,
Uçmadı,
kovdum gitmedi,
Ölmüştü!
yaşayacağı nice güzellikleri,
O da bu hayatın manasızlığında,Yitip gitmişti.
Güle güle sevgili kelebek!
Bana güzelliklerin birgün,
Sona erip yok olacağını öğrettin.

Baki mustafausta. ( 15.02.2002)

AŞK!...

Aşk sevdiğim bir koku,
Aşk özlediim bir ses,
Aşk sevdiğim bir yüz,
Aşk yaşadığım dostluklar,
Aşk sevdiklerimle yaşadığım her anım,
Aşk kötülüklerden uzakta olduğum her an,
Aşk yağmurda gezdiğim ıslak sokaklar,
Aşk denizdeki fırtına,
Aşk sevdiğimle geçirdiğim zamanlar,
Aşk sevdiğim insanların mutlulukları,
Aşk onunla birlikteyken karnımın ağrısı,
Aşk onunla birlikteyken konuşamayışım,
Aşk onunla birlikteyken yaşadığım mutluluk,
Aşk denizler ve gökyüzü,Aşk ben ve o,
Aşk onunla paylaştığım herşey,
Aşk geldiğinde yer dolduran değil, gittiğinde yeri dolmayan,
Aşk onunla yaşadığım değil, onsuz yaşayamayışım,
... kadar yüce ve benim her zaman istediğim bir duygu.

Baki Mustafa Usta
13 mart 2002

KENDİMİ KOMİK ZANNETTİĞİM

Sevgili arkadaşım mit nerelerdesin sen şu anda ev inşaat halinde ben bilgisayarı atölyeye taşıdım. Şu anada evi konfeksiyonun olduğu yere taşıdık. Valla abicim bizim atölye buz çok güzelmiş. Evi boyatıyorum pen filan takılıyor. Dostum yuvayı dişi kuş yapar derler yaaa yalan yuvayı erkek fil yapar J)))) şu anda kahkahadan gözlerinden yaş geldi dimi daha bitmedi. Bizim üç km. Kadar yakınımıza ( pardon üç cümle içinde 3 böyle yazılır) suni bir göl yapıldı. Bu göle yanlışlıkla balık tohumu yerine kurbağa tohumu atılmış. Belediye öküz ya.!! Geçen hafta gece mahalleyi kurbağa bastı. Bende acilen ninja kaplumbağaları çağırdım. Küçük kardeşlerine yol göstersinler diye.: ))) Amerikayı tel. aramak pahalıya patladı ama denizli halkı ninja kaplumbağalarıda tanıdı. Sabah işe giderken karayolu kurbağa mezarlığı gibi. Başımız sağolsun bayağı kardeşimiz can verdi. İşte böyle burası TÜRKİYE !! TÜRKİYE!! TÜRKİYE!! Pardon milli maçtan gelen bir alışkanlık. Ama orası fas fıs gibi ne lan bu.

THREE KİNGDOMS AND PRİNCESS

üç savaşçı vardı. gö..s, atlayanus,bamyus. sırtsırta vermişlerdi. hayatın bütün çirkinliklerine inançve yüreklerini, dostluklarını, arkadaşlıklarını,düşlerini ortaya koymuşlardı. ve sırt sırtasavaşıyorlardı. bütün savaşları kazanarakçevrelerindeki toprakları genişletmişlerdi. birdeortak, dostları olan, korudukları prenseslerivardı.(kaderus). Ta ki bir üçyol ayrımına gelene kadarartık ayrılmaları gerekiyordu. artık yaşlanmışlardı vekendi krallıklarını kurmaları gerekiyordu. bunun içinvedalaşarak ve prenseslerini de geride bırakarakayrıldılar. bundan sonra yollarında tek başlarınailerlemekteler o nemli buram buram orman havası içindebedenleri yok olup gidiyor. inşaallah bu üç arkadaş veprensesleri birgün tekrar biraraya gelecek. tıpkı eskigünlerdeki gibi... güle güle,the and.

SAVAŞÇININ KALBİYLE SAVAŞI

Issız bir yoldu yürüdüğüm. Ve can sıkıcı üzüntüler vardı yolumun üzeri… biraz taşlı, sıkıntılı bir yoldu. Çeşitli yerlerde çökmeler vardı. İçine yağmur suyu çökmüş, sanki sıkıntılar basılırcasına. Her ne pahasına olursa olsun sonsuzluğa ulaşmalıydı beden. Ne kadar sıkıntı çekse de direnmeliydi. Çünkü sınav devam ediyordu. Beden şükretmeliydi ki haline sağlıklıydı. Ne kötü durumlar, insanlar görmüştü bu iki ince çizgi üzerinde. Her sorun aşıldı bu güne dek. Ama yalnızlığa alışamamıştı bu ruh. İçten içe kemiriyordu sıkıntıları, yıkılmıyordu. Ama yalnızlık denen hastalığı vücudunu sarmıştı. Yoluna devam ederken ruh, daha önce hiç görmediği bir güzellikle karşılaşmıştı. Bu karanlık sisin içinde sanki bir ışık olmuştu ona. Ruh oraya doğru yönlenmişti. Yaklaştıkça ışık daha da parlaklaşıyordu. Ve sonunda karşısında nur dan yapılmış elbiseler içinde onu gördü. Bu yaşadıkları sanki bir rüya gibiydi. Yaklaşmaktan korkuyordu, ona zarar verebileceğinden, kendi üzerinde ki dünyanın kötülüklerinden ona da bulaşacağından korkmuştu belki de. Aynı yolda birlikte yürümeyi teklif etti. Tanıdıkça hayallerinin gerçek olduğuna, bunun ancak bir melek olabileceğine inanıyordu. Evet onu sevmişti bu daha önce görülmemiş bir sevgiydi. Belki de ilk defa yaşadığı için bu kadar kutsal ve rüyada gibiydi ruh. Melek de sonsuza kadar bu ruhla birlikte mutlu olacağını söyledi. Artık emindi o idi hayallerindeki melek. Ve bu yolda bütün mutlulukları birlikte yaşayıp, zorluklara birlikte göğüs gereceklerine dair birbirlerine söz verdiler. Bundan sonra hep onunla yaşamak yalnız kalmak istemiyordu ruh. İki ruh bu iki ince çizgide yürümeye devam ediyorlar sonsuzluğa ulaşmak için. Birlikte mücadele ederek… ve birbirlerini çok seviyorlar… sonsuza kadar seveceklerde. Ruh son nefesini bu meleğin yanında vermek istiyordu. Son görmek istediği de yine onun gözleri olacak.
28/01/2007 PAZAR
BAKİ MUSTAFA USTA SEVGİLERİMLE

BEN KOŞAMIYORUM :)))

DÜNDEN HIZLI MISINIZ ?
HER SABAH BİR CEYLAN UYANIR AFRİKADAKAFASINDA TEK BİR DÜŞÜNCE VARDIR.EN HIZLI KOŞAN ASLANDAN DAHA HIZLI KOŞABILMEKYOKSA ASLANA YEM OLACAKTIR.
HER SABAH BİR ASLAN UYANIR AFRİKADAKAFASINDA TEK BİR DÜŞÜNCE VARDIR.EN HIZLI KOŞAN CEYLANDAN DAHA HIZLI KOŞABILMEKYOKSA AÇLIKTAN ÖLECEKTİR.
İSTER ASLAN OLUN, İSTER CEYLAN OLUN HİÇBİR ÖNEMİ YOK.YETER Kİ GÜNEŞ DOĞDUĞUNDA KOŞUYOR OLMANIZ GEREKTİĞİNİHEMDE BİR ÖNCEKİ GÜNDEN DAHA HIZLI KOŞUYOR OLMANIZ GEREKTİĞİNİ BİLİN.
YAŞAM ADLI KOŞUYU NE KADAR GÜZEL ANLATMIŞ AFRIKAATASÖZÜ,BİR ÖNCEKİ GÜNDEN DAHA HIZLI KOŞMAK GEREKMEKTEDİR.
ÇÜNKÜ EĞER ASLANSANIZ, VE EN YAVAŞ KOŞAN CEYLANI BIR ÖNCEKI GÜNYAKALAMIŞSANIZ,VE BUGÜN BİR CEYLANI YAKALAMAK NİYETİNDEYSENİZ,ARTIK BİLMELİSİNİZ Kİ EN YAVAŞ CEYLAN SİZDEN DAHAHIZLIDIR,O HALDE DÜNE GÖRE HIZINIZI ARTTIRMANIZ GEREKMEKTEDİR.
YOK EĞER CEYLANSANIZ,VE HENÜZ ASLANA YEM OLMAMIŞSANIZ,HIZINIZI DÜNE GÖRE MUTLAKA ARTTIRMALISINIZ,ÇÜNKÜ SIRA SİZE GELMİŞ OLABİLİR.
YANİ...HAYAT KOŞUSUNDA, DEVAM EDEBILMENIN TEK KOŞULU VAR...DÜNDEN DAHA HIZLI OLABİLMEK...BAKIN BAKALIM ŞIMDI KENDI KENDINIZE...ONDAN, ŞUNDAN, BUNDANDEGIL DÜNDEN HIZLI MISINIZ?
arkadaşlar nasılsınız. sizleri çok özledim. neyapıyorsunuz bilmiyorum ama fotoğraflara baktıkçagözlerim doluyor. kendinize çok iyi bakın. yazılarımıyazdıkça sizlere göndereceğim.
d:) - :{)} seni çok özledim beni azarlamanı bile.3 kral ve prensese canı gönülden sevgiler. tatilemutlaka çıkacağız.

AN GELİR

ANLAR
Sil baştan yaşama şansim olsaydi eger,Oturup saymazdım eski yanlışlarımı.Ksursuz olmaya çalışmaz, rahat bırakırdım yüreğimi.Ve elbette, çok daha çoşku dolu olurdu sevdalarim.İçine az buçuk da ciddiyet katılmış.Bu denli titiz olmazdım hiç, öyle şansım olsaydı eğer.Korkmazdım daha çok riske girmekten.Daha çok yolculuğa çıkar, gündoğumlarını kaçırmazdımasla;Hele dağlara tırmanmanın keyfini.Hiç bilmediğim yerlere giderdim gidebildiğince.Doyasıya dondurma yer, boşverirdim fasulyeninnimetlerineÖyle bir şansim olsaydi eger,Dertleride yaşamin gerçegi taşirdi, yalnizca düşlerindegil.İşte hani onlardan, her dakikasını verimligeçirenlerden biriydim.Aynı anlara geri dönebilseydim eğer,Yalnızca iyi ve güzel olanları tatmak isterdimyeniden.Öğrenmediyseniz hala, öğrenin artık:Yaşam anlardan oluşur.sadece anlardan...Şimdiyi yakalayin.Yanında termometresi, bir şişe suyu, şemsiyesi veparaşütü olmadanyerinden kıpırdayamayanlardan biriydim.Ama yeni baştan yaşayabilseydim eger,İyice hafiflemiş olarak çıkardım yolculuklara.İlkbahara yalınayak girer,Sonbahara dek unuturdum pabuçlarla yürümeyi.Hiç bilinmeyen yollara dalardım, tadını çıkarırdımgünışığının.Çocuklarla daha çok oynardım,Sil baştan edebilseydim eger...Ama heyhat, seksenbeşindeyim artikVe biliyorum ki...Ölmekteyim.